Bu Kategorideki Diğer Yazılar:
- "Kader-i Ezelînin nazarında, feleğin inadına, nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını ilân edecektir." cümlesinin izahını yapar mısınız?
- Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur. İfadesinde namaz kılmayan Müslümanın hain haline gelmesine sebep nedir, ayrıca sadece Cuma namazı kılan kimseler merdut olmaktan kurtulabilir mi?
- Üstad, dokuz yaşından beri görmemiş olduğu validesiyle, acaba mektuplaşarak mı sılayı rahim vazifesini yerine getirmiş?
- Üstad Hafızlığı Tamamlamış mı?
- "Bu esnada, Mardin’e gelen iki talebeye tesadüf etti. Bunlardan birisi, Cemâleddin-i Efganîye mensup olup, diğeri tarikat-i Sünûsiyeden idi." Efganinin mason olduğu söyleniyor, bilgi verir misiniz?
- Miran aşireti reisi Mustafa Paşa için oğlu, "Onun akidesi yanlıştır" ibaresini kullanmıştır. Bu ne demektir?
- "İlk hayat-ı siyasiyesi Mardin'de başlamıştır. Bunun üzerine bir mutasarrıfın pençe-i kahriyle, elleri bağlı, muhafız nezaretinde Bitlis'e nefyedilmiştir." Bu hadisede Bediüzzaman'ın nefyedilmesinin sebebi nedir?
- Tarihçe-i Hayat'ta geçen, Bediüzzaman'ın ilk hayatı nasıl araştırılmış?
- "Asya’da, âlem-i İslâmda üç nur, birbiri arkasından inkişafa başlıyor. Sizde birbiri üstünde üç zulmet inkişafa başlayacaktır. Şu perde-i müstebidane yırtılacak, takallüs edecek..." Üstad'ın Rus polisine dediği üç nur nelerdir?
- "Bu Kur'an İslamların elinde bulundukça, biz onlara hakim olamayız. Ne yapıp yapmalıyız, bu Kur'an'ı onların elinden kaldırmalıyız;.." İngiliz Sömürgeler bakanının söylediği bu sözün tarihi bir belge veya vesikası var mı?
- Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslâmın müstaid bir veledidir; İngiliz mekteb-i idadîsinde çalışıyor. Mısır, İslâmın zeki bir mahdumudur; İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor... Bu ifadeleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?
- Kur'an hakaikinin hıfzının daha ziyade lüzumu var, ifadesini nasıl anlamalıyız?
- Tarihçe-i Hayat'ın başında geçen Molla Fethullah Efendinin Üstad Hazretlerine; "Geçen sene deli idin, bu senede mi delisin?" demesindeki amaç ya da mana nedir?
- Tarihçe-i Hayat'ta bahsedilen "karınca hadisesi" hakkında bilgi verebilir misiniz?
- Üstadımız'a İstanbul'da sorulan soru ve cevaplara ulaşabilir miyiz?
- Üstadın, Mustafa Paşayla mükalemesinde, alimlerimi ilzam edemezsen Cizrede seni "Fırat Nehrine atarım" diyor, Cizreden Diclenin geçtiğini biliyoruz, nasıl anlamalıyız?
- "Bitlis, Tiflis, birbirinin kardeşidir... Ben de gelip burada medresemi açacam." demişti Üstad. Kendisi açamadı ama talebeleri açtı. Peki Üstad'ın Medresetü'z-Zehra isteği bir VASİYET olarak geçerli mi? Böyle bir üniversite açmak mümkün müdür?
- "Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merdudtur." cümlesini nasıl anlamalıyız? Hain ve merdud ifadeleri gerek lugavi, gerekse fıkhi olarak ne manaya gelmektedir?
- Divan-ı Harb-i Örfi'de Geçen Hurşit Paşa, Kimdir?
- "Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ümmetinden sual sormamak şartıyla ilm-i Kur’ân’ın tâlim edileceğini tebşir etmişler." Bir kimsenin Allah’ın Elçisi tarafından bilgi sahibi kılınması, Şiilere has iddiadır. Bir peygamberin böyle görevi olur mu?
- Eski Said için "Hatta çok zamanlar, talebelerini kendi iaşe ederdi" deniliyor. Said Nursi'nin herhangi bir malı ve mülkü olmadığı halde, talebelerinin iaşesini ne ile temin etmiştir?
- Molla Abdullah'ın, "nazar değmemek için, ben ona ders veriyorum" Gerekçesine nasıl bakmak gerek, nazar olmasın diye gizleyerek önlem almak doğru mudur?
- Şeyh Fehim Kimdir ve Ne Zaman Yaşamıştır?
- Üstad'a sorulan matematik sorusunu izah eder misiniz? "Bir defasında şöyle bir sual sordular: “On beş müslim, on beş gayr-ı müslim farz edilerek, birbiri ardına dizilince bunlara yapılacak her kur’ada gayr-ı müslime isabet etmesi matluptur. Nasıl?.."
- "Bu esnada, Mardin´e gelen iki talebeye tesadüf etti. Bunlardan birisi, Cemaleddin-i Efganî´ye mensub olup; diğeri, tarîkat-ı Sünûsiyeden idi. Bunlar vasıtasıyla hem Cemaleddin-i Efganî´nin mesleğine, hem de tarîk-ı Sünûsî´ye aşinalık peyda etti." İzah?
- "Eserlerden nakletse de, bazı mühim gördüğü mesâili, tağyir etmeden alırdı. 'Niçin aynen böyle tekrar ediyorsun?' diye sorulduğunda, 'Hakikat usandırmaz. Libası değiştirmek istemem.' buyururdu." Bu konulara bir kaç misal verebilir misiniz?
- Hindistan'ın mekteb-i idadide, Mısır´ın mekteb-i mülkiyede, Kafkas´ın ise mekteb-i harbiyede talim ettiğini söylüyor, Üstad. Peki neden bu ülkeler için bu okullar söylenmiştir? İsimler gelişigüzel midir?
- Üstad, "Hakikaten üç gülle, ölecek yerine isabet ettiği halde" diyor ve tesir etmediğini ifade ediyor. Bunu alay konusu yapanlara nasıl bir cevap verilebilir?
- Üstadımız bazı talebelerinin kendi yerinde şehid olduklarını ifade ediyor. Halbuki gerek Kur'an'da gerek Nurlarda ecelin tegayyür etmediği yazıyor. Üstadımız bu sözü hangi makamda söylemiştir?
- Üstad'ın, zalim bir aşiret reisinin çayını içmesi istiğna düsturuna zıt değil mi?
- Üstad'ın “Bir zaman gelecek, herkes benim halime gıpta edecektir.” demesini nasıl anlamalıyız? Bunu bir gurur olarak görenlere nasıl cevap verilebilir?
- "İmam-ı Gazâlî Hazretlerinin İhyau'l-Ulûmunda tasavvuf nokta-i nazarında دَعْ مَا يُرِيـبُكَ اِلٰى مَالاَ يُرِيـبُكَ kaidesine ittibaen, ekmeği bile bir zaman terk edip, ot ile idareye koyuldu." Üstad ekmeği neden şüpheli görmüş?
- "Zalimler için yaşasın cehennem!" ile "Milletimizin imanını selâmette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım." ifadesi çelişmiyor mu?
- Bediüzzaman'ın, savaş esnasında gönüllülere cesaret vermek için sipere girmeyerek avcı hattında dolaşması fıkhen caiz mi? Benim gibi sıradan kimseler bu halde (elbette yapmaya cesaret etmek pek mümkün değil) vefat etse şehit mi olur, yoksa intihar gibi mesul müdür?